Anayasa Mahkemesi, Karayolları Trafik Kanunu'nun, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların genel şartlara ve EK'inde belirtilen usul ve şartlara göre belirlenmesini düzenleyen hükümlerini iptal etmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabi olduğu belirtilmiştir.
Aynı kanunun 92. maddesinin (i) bendi ise; bu kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan taleplerin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında olduğunu hükme bağlamaktadır.
Borçlar Kanununa göre zarar olarak nitelendirilen hususların sigorta genel şartlarında zarar olarak nitelendirilmemiş olması hâlinde işletenin meydana gelen zarar nedeniyle doğan sorumluluğu ile sigorta şirketinin sorumluluğu farklı hesap yöntemleri ve kurallara bağlanmış, bu durumun ise Borçlar Kanununda belirtilen gerçek zararın tam olarak karşılanmamasına yol açarak işleten ile zarar gören kişi aleyhine sonuç doğuracaktir. İşleten sorumluluk sigortası yaptırmış olmasına rağmen sigorta şirketi tarafından ödenen tazminat ile gerçek zarara karşılık gelen tazminat arasındaki farktan zarar görene karşı sorumlu olmaya devam edecektir. Zarar görenin sigorta şirketi tarafından tazmin edilmeyen zararı ise ancak işletenin ekonomik durumunun bu zararın karşılanması için yeterli olması hâlinde tazmin edilebilecektir. İşte bütün bu gerekçelerle Anayasa Mahkemesi yapılan düzenlemeleri Anayasa'nın 17. ve 35. maddelerine aykırı bularak iptal etmiştir.
Bu şu anlama gelmektedir: Gerçek zararın tespiti için yapılacak tazminat hesaplamaları artık Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve EK'leri ile yapılan düzenlemeye göre değil, 6098 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre yapılacaktır. Dolayısıyla artık Yargıtay'ın yerleşik içtihatları ile daha önceki kararlarında belirlenen tazminat hesaplama kriterleri uygulanmaya devam edecek, yani PMF yaşam tablosu dikkate alınacak, vergilendirilmiş kazanç değil emsal ücret üzerinden kişinin geliri belirlenecek, ayrıca %1,8 teknik faiz uygulanmayacaktır. Ayrıca trafik kazasında meydana gelen yaralanmaya bağlı zararın hesaplanmasında Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıkları'ndan alınan raporlar artık geçerli sayılacaktır. Kaza tarihine göre maluliyet oranı tespit edilirken yine önceki uygulama gibi Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Yönetmeliği'ne göre rapor düzenlenmesi istenebilecektir.
Araç değer kaybı hesaplamaları da genel şartlar ekindeki formüle göre değil piyasa şartlarına göre yapılacaktır. Aracın kazadan önceki ve kazadan sonraki değerine göre oluşan fark yani gerçek zarar dikkate alınacaktır.
Aslında Anayasa Mahkemesi'nin yapılan düzenlemeleri Anayasanın 17. ve 35. maddelerine aykırı bularak iptal etmesiyle eski uygulamaya geri dönüldü diyebiliriz. Ancak hala bu karara yorum yolu ile başka anlamlar yüklemeye çalışan hukukçular az da olsa bulunmaktadır.
